27 Aralık 2013 Cuma

GERÇEK GEZGİNLER

Aşağıdaki yazı da internetten alınmış olup yazarı bilinmemektedir. Bu nedenle de adını belirtemiyorum. Yazanın ellerine sağlık diyerek aşağıda yazıyı sunuyorum.

Kimi insanlar vardır işleri gerekçesi ile dünyayı dolaşırlar, kimileri dünyanın dört bir yanında konferanslara katılırlar,bazıları aile ziyaretleri için seyahat edenler ve bazı kişilerde tatil için seyahat ederler fakat bunların hiçbiri gerçek anlamda seyahat sayılmaz. Yola çıkmak için yola çıkmaktır, evden ayrılmaktır seyahat ,gezgin olmak bambaşkadır.

Bir gezinin gerçekleşmesi için, bir araya gelmesi gereken dört faktör vardır. Para, zaman, sağlık,ve istek… “İstek” bence en önemlisi! Sağlığı yerinde iken yola düşmeli insan. Çok fazla paraya da ihtiyacı yok aslında. Yola çıkan herkes bir şekilde geri döner. 

Hayallerinizi biran önce gerçekleştirin,ertelemeyin. Hayatın kendisi zaten bir yolculuk değil mi ?
Gezgin, kendi serüveninin kahramanıdır ,bilgi taşıyıcıdır ,Gezgin doğayı sever,barışcıldır.

Gezgin bulunduğu ortamı tanımak ister. Gezgin farklı dillerden,dinlerden geleneklerden,şarkılardan,danslardan,ritüellerden,sokak oyunlarından ve mektup kültüründen zevk alır.Gezgin , kertenkele gibi güneşe karşı yatmaktan,içki masasında sarhoşları dinlemekten,lüks bir lokantada uzun uzun yemek yemekten hoşlanmaz. Gezgin kentlerin arka sokaklarında dolaşır.Gezgin gerekirse peynir ekmek yer ,parkta yatar,otostop bile yapar.

Gezgin bakar,görür,anlar,öğrenir,öğretir ve yolların çağrısına uyar.Mütavazidir ,gittiği ülkelerin kokusunu,kültürünü,insanlarını,değerlerini kendisine katmayı bilir. Gezgin ,dertlerinden ve monoton bir hayatın getirdiği tüm sıkıntılardan uzaktır. Gezgin serüveni sever ,birbirine benzeyen ruhsuz beton binalardan,birbirine bitişik sıvasız evlerden hoşlanmaz.

Gezgin ,insanların birbirine yakın olduğu ‘mahalle kültürü’nü sever. Gezi sırasında gazete okumaz ,televizyon seyretmez ,apayrı bir “gezi dünyasına” dalar. Gezgin oteldeki oda numaralarını hep karıştırır ,sürekli pabuç eskitir ,kopya kültüründen hoşlanmaz,renkli kültüre sahip çıkar. Gezgin yola çıkmak için her fırsatı değerlendirir. İyi bir yürüyüşçüdür.Gezgin çünki bir kenti anlamanın ve yaşamanın en iyi yolunun yürümekten geçtiğinin bilincindedir.İnsan farkı ancak yürürken anlar.Ayakları sızlayana kadar dolaşır,yorgunluktan bazen bir otobüsün köşesinde,bazen bir motorun kuytusunda uyuklasa bile… 

Gezgin, pahalı giysiler yerine ,yöreye özgün hatıra eşyaları satın almayı tercih eder. Gezgin lüks bir otelin havuz başında oturmak yerine ,kentin kenar mahallelerinde dolaşmayı yeğler. Çünki bir kentin ya da bir ülkenin sosyo-ekonomik yapısı, lüks otellerin havuz başında görülmez.

Bir “dünya vatandaşı”dır gezgin. Tüm dünya insanlarına ,uygarlıklarına ve kültürlerine ,hiçbir ayrım yapmadan ,ön yargısız yaklaşır. İnsanlarına ırk,din,dil,cinsiyet ve milliyet kalıplarının dışımda “insan” olarak bakmayı bilir. Kendi kültüründen olmayan insanların geleneklerini ,kültürlerini , dünyalarını anlamaya çalışır. Gezgin için yabancı ülke yoktur, gittiği yerlerde yabancı olan kendisidir .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder