14 Haziran 2012 Perşembe

BANA BİR MASAL ANLAT BABA...İÇİNDE TALİN'DEN SAHNELER OLSUN...

"BİZLER HİÇ KİMSENİN HİÇ BİR ZAMAN USTA OLMADIĞI VE OLAMAYACAĞI BİR UĞRAŞIN ÇIRAKLARIYIZ.."

Sloganı esasında biz gezginlere hele Pekmezci Gezi Grubuna ne kadar uygun değil mi? Nereden Başlasak? diye düşünürken birden bu slogan aklıma geldi.

Sağlık,arzu,vakit ve para.Bunlar seyahati tutkuya dönüştüren olmazsa olmaz 4 faktördür. Sağlık elbette en önemlisi bu faktörler arasında...Arzu olmalı...Vakit de elbette. Ama bana kalırsa çok paraya gerek yok... Derler ya "Yola düşen bir şekilde geri döner." diye...Düşünsenize bir kere zaten yaşam bir yolculuk değil mi? Benim mesleğimden olsa gerek seyahat vazgeçilmezim... 21 yaşından bu yana Türkiye'yi köşe bucak gezdim. Görmediğin yer var mı? diye sorarsanız.Yok derim.Çünkü,il- il, ilçe- ilçe hatta bazı yerlerde köy- köy gezdim Türkiye'yi. Bazen kimsenin henüz görmediği güzelliklere de tanıklık etme şansına sahip oldum.Ama hiç bir zaman usta olamadım. Halen bu uğraşın çırağıyım. Yurt içi seyahatlerim ve fırsat buldukça da yaptığım yurt dışı seyahatlerimle oralarda gördüklerimi bir sekilde not aldım... Ben öyle yazılar okudum ki beni anlatılan yerlere götürdü ve o uzak yerler artık bildiğim bir yer olup çıktı. Gezmek de gördüklerini yazmak da bir sanattır. Okuduğum yazıların yazarlarının ustalığıyla oldu bu elbette.Ben ise böyle bir yeteneğim olduğundan değil sadece unutmamak adına not almaktayım...

Diye başlıyorum bugün ki yazıma. Sabah kahvaltısından sonra erkenden Estonya’nın başkenti Talin’e hareket ediyoruz. Yol üzerinde Estonya’nın yazlık kasabası Paernu’da durup küçük bir kasaba turu atıyoruz. Fazla gecikmeden yola çıkıyoruz. Zira önce Talin’e gideceğiz. Oradan da saat 16.00 da feribotla Helsinki’ye geçeceğiz. Beyaz Geceler döneminde olmamızın büyük faydası var. Gün ışığından daha fazla yararlanıyoruz(Meraklısına Not: Beyaz Geceler kuzey kutbuna yakın olan yerlerde kuzey kutbuna olan yakınlık yani coğrafik pozisyondan dolayı her yılın iki ayında Mayıs ayının ortalarından, Temmuz ayının ortalarına kadar süren ve güneşin saat 03'te doğup ve 24.00'te battığı, güneş battıktan sonrada uzun zaman karanlığın olmadığı, sadece gece saat 01.30 ile 02.30 arasında havanın hafif karardığı döneme verilen isimdir).

Talin’e varıyoruz. İlk olarak Toompea Kalesine gidip orada çok akıcı Türkçe konuşan yerel rehberimizle buluşuyoruz. (Yerel rehberimizin ismini hatırlayamıyorum. Bu satırları okuyan ve ismini hatırlayan okuyucularımın yazmasını rica ediyorum). Şehir turumuza başlıyoruz. Dome Kilisesi, Eczanesi ile Kiek in de Kok Meydanı ve Niguliste Kilisesini görüyoruz. Şehrin en yüksek noktasındaki Parlamento Meydanına çıkıyoruz. Buradan Talin’i seyretmek harika bir duygu. Gotik kuleler,kırmızı çatılar, Nevski Ortodoks Kilisesi gökyüzünden başlayarak aşağılara kadar giden Ortaçağ kenti hissi yaratıyor hepimizde.

Belediye Meydanına doğru yürürken tarihin yaprakları arasından geçtiğimi hissediyorum. Fat (Tombul) Margaret ve Tall (Sırık) Hermann Kuleleri, Alexander Nevsky ve St Mary’s Katedralleri, Pikk Jalg (Uzun Bacak) Sokağı, St. Nicholas Kilisesi, 124 metrelik kulesi olan St. Olaf’s Kilisesi ve Belediye Binası eski şehirdeki sürprizler olarak karşımıza çıkıyor.

Arnavut kaldırımlı sokakları, sokaklarda kurulu kafeleri ile hepimiz etkileniyoruz Talin’den. Rehberimiz dünyanın en eski eczanesi ve en yüksek tuvaletinin Talin’de olduğunu bildiriyor.Her yerimiz surlarla çevrili, kendimi konusu Ortaçağ’da çekilecek bir film platosunda hissediyorum. Burası bir film stüdyosu olmalı. Ama filmde olsa bu film bir masalın filmi olmalı diye düşünüyorum.

Hafta sonu olması sebebiyle şehir Fin’lilerle dolu. Helsinki 81 km. mesafede Talin’e. İçkinin Fillandiya’da pahalı olması nedeniyle Fin’lilerin içki içmek ve almak için Talin’e geldiklerini öğreniyorum. Estonya çok küçük bir ülke ama S.S.C.B döneminde Sibernetik Enstitüsünün burada kurulması nedeniyle de teknolojide çok ilerideler(Meraklısına Not:Ücretsiz telefon Skype, müzik yükleme sitesi Kaza Estonya’lıların buluşları).

Viru Caddesindeyiz. Her taraf hediyelik eşya mağazaları ve restoranlarla dolu.Yürüyerek Raekoja ( Belediye Sarayı ) Meydanına çıkıyoruz. Meydanın etrafı eski evlerle çevrelenmiş. Gotik Belediye Sarayı çok etkileyici. Avrupa'nın en eski belediye binası olan Talin Belediye Binasının önündeyiz. 600 yıllık binanın kulesinin içinde 77 metrelik tavanıyla dünyanın en yüksek tuvaleti bulunduğunu görüyoruz. Belediye Meydanındaki dünyanın en eski eczanesinin açık olmasından faydalanarak içerisine girip incelemelerde bulunuyoruz.

Ben kendi kendime Talin’e en az 2 gün ayırmalıyım diye düşünüyorum ve ilk fırsatta gelmeliyim tekrar diyorum.

Vakit gelmiştir. Helsinki için limana transfer oluyoruz. Feribotumuz saat 16.00’da Helsinki’ye doğru hareket ediyor. Yaklaşık 1,5 saat sonra 17.30’da Helsinki’ye varacağız.

Helsinki’de görüşmek üzere…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder