8 Ağustos 2012 Çarşamba

DOĞA SANATLARI SARAYI GUİLİN...

Uçağımız Guilin’de Liangjiang Havaalanına iniyor. Yerel rehberimizle buluşup şehre doğru yol alıyoruz. O da ne? Çift şeritli yolun orta refüjü 3-4 araç geçebilecek büyüklükte ve rengarenk çiçeklerle donatılmış. Adeta bir sanat eseri. Git git bitmiyor. Şehre kadar bize eşlik eden bu şahane manzara karşısında hepimiz etkileniyoruz. Şehre doğru yol alırken Guilin’i sevmeye başlıyoruz.

Guilin Vietnam sınırında ve tarçın ormanlarıyla meşhur bir şehir. Yemek öncesi Reed Flute Mağarasına doğru yol alıyoruz. Şehir çok düzenli.Burada Pekin ve Xian’daki gibi trafik karmaşası, kuralsızlık ve kalabalık yok. Her yer sakin ve düzenli.

Mağaraya ulaşmak için önce tırmanıyoruz. Bu tırmanışlar hızımızı azaltıyor. Mağaradaki kaya oluşumları dikkatimizi çekiyor. Mağaranın içerisindeki aydınlatmaya hayran oluyoruz. 2 saate yakın mağarada hem geziyor, hem fotoğraf çekiyor hem de serinliyoruz. Bu kireçtaşı mağarasının yaklaşık 180 milyon yaşında olduğunu öğreniyoruz. Doğa Sanatlarının Sarayı olarak nitelendirdiğim mağaradan çıkıyoruz. Kireçtaşının muhteşem oluşumlar yarattığı şölenden hepimiz fazlasıyla mutluyuz.

Çıkışta bir efsaneye göre, girişinde bulunan sazlıktaki kamışlardan flüt yapıldığına inanıldığı için mağaraya Sazlık flütü ismi verildiğini öğreniyorum. Çıkışta flüt satıcıları etrafımızı sarıyor. İnişimizde manzaralı ve görsel yönden çok zengin.

Karnımız acıktı. Doğru yemeğe gidiyoruz. Yemek sonrası Guilin şehrinin sembolü Elephant Trunk Tepesine doğru yol alıyoruz. Tepeye ulaştığımızda tepenin bir filin su içiyor şeklinde görüntüde olduğunu fark ediyoruz. Filin gövde altındaki yuvarlak boşluğu nedeniyle filin suda yüzüyor gibi göründüğünü düşünüyorum.

Sonradan efsaneye göre bir filin burada su içerken bıçaklanarak öldürüldüğünü öğreniyorum. Bol bol fotoğraf çekiyoruz.

Dönüşte resimlere konu olan ünlü manzaraları görebilmek için Fubo Tepesine çıkıyoruz. Her ne kadar zirveye tırmanmak yorucu da olsa zirveye varınca iyi ki çıkmışız diyoruz. Nehrin,dağların ve şehirdeki yapıların oluşturduğu muhteşem manzarayı seyrediyoruz.

Akşam yemeği sonrası otelde havuza giriyoruz ve sonrasında şehrin gece keşfi için Guilin sokaklarına çıkıyoruz. Otelimiz çok merkezi konumu olan Bravo Hotel. Yakınımızda açık gece pazarını buluyoruz ve saatlerce pazarın keyfini çıkarıyoruz.

Sabah Li Nehri gezimiz için otelden ayrılıyoruz. 1 saat otobüsle giderek limana varıyoruz. Burada bizi bekleyen tekneye biniyoruz ve gezimiz başlıyor. Sabah 09.30 dan 01.30 a kadar teknedeyiz.

Teknemiz güzel manzaralar eşliğinde ve nehir kıyısındaki yaşama tanıklık etmemizi sağlayarak ilerliyor.

Enfes manzaralarını tablolarda gördüğümüz ve böyle bir şey olamaz dediğimiz manzaranın içerisindeyiz şimdi.

Öğlen yemeğini teknede alacağız ve yemeğe kadar yukarıda fotoğraf çekiyorum. Nehir boyunca gür yeşilliklerle kaplı tepeleri görüyoruz. Çin’liler buraya boş yere cennetten sonra en iyi yer dememişler. Burası yüzlerce yıl şairler ve ressamlara konu olmamış.

Saat 01.30 da teknemiz Yangshuo’ya varıyor. Tezgahlarda el yapımı pek çok Çin motifli ürünlerin satıldığı küçük bir kasaba olan Yangshuo’yu da seviyoruz. Otobüslere binip Guilin’e doğru yol alıyoruz. Yarın sabah erkenden Doğa Sanatlarının Sarayı Guilin’e veda ederek Şanghay’a gideceğiz.

Şanghay’da görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder