3 Ağustos 2012 Cuma

GEZGİNLERİN GÖRMEZSE GEZGİN SAYILAMAYACAĞI YERDİR FLAM (FLAMSBANA)…

Sizi National Geographic Belgeselinde hissettirecek bir yolculuğa çıkarmak istiyorum. Bu seyahati imkanı olan tüm Gezginlerin yapmasını tavsiye ediyorum. Esasında tren yolculuğu her zaman yorucu bir seyahattir bilirsiniz. Ancak bu yolculuk bizi yormayacak. Yine muhteşem manzaralar göreceğiz. Altından çağlayanların bile geçtiği rayların üzerinde seyredeceğiz. Yolculuğumuzun inanılmaz geçeceğini biliyorum.

Sabah erkenden yürüyerek Tren Garına geliyoruz. Flam Trenine biniyoruz. Ancak yolculuğumuz aktarmalı. Önce Myrdal’a gideceğiz. Burada aktarma olacak ve Flamsbana Dağ Trenine bineceğiz.

Myrdal’dayız. Flamsbana Trenini bekliyoruz. Hava oldukça soğuk. Temmuzda olduğumuza inanamıyorum. “Hava ayaz mı ayaz.Ellerim ceplerimde” şarkısını mırıldanıyorum. Deniz seviyesinden 865,5 metre yüksekteyiz. Birazdan gelecek olan tren bizi denizden 2 metre yükseklikte bulunan Flam kasabasına götürecek. Yanlış okumadınız. Deniz seviyesinden 865,5 metre yükseklikten, 2 metre yüksekliğe ineceğiz. Ne kadar heyecan verici değil mi?

Myrdal Tren İstasyonu Flam Tren Yolu üzerindeki en yüksek istasyon. Bu istasyona karayoluyla ulaşmanın mümkün olmadığını da bilmenizi isterim. Sanırım bu açıklamalar karşısında heyecanımı daha iyi anlıyorsunuzdur.

Flamsbana Dağ Treni tüm heybetiyle geliyor. Etkilenmemek mümkün değil. O bir kahraman. Bu tren öyle bir kahraman ki dünyanın en dik tren yolunda seyredecek. 20,20 kilometre sürecek olan bu yolculuk esnasında 18 tanesi insan gücü ile açılmış 20 tünelden bizleri geçirecek.

Trene biniyoruz. Elimdeki notlardan yolculuğumuzu ve trenimizin özelliklerini okuyorum.

Okuduklarımdan;

Tren yolculuğumuzun 20,20 km süreceğini, rakım farkının 863,6 metre olacağını, üst istasyon olan Myrdal’de deniz seviyesinden 865,5 metre yukarıda iken 863,6 metre inerek Flam’a ulaşacağımızı, saatte ortalama 25 kilometre hızla gideceğimizi, 20 tünel,bir köprü,4 su tünelinden geçeceğimizi,

Öğreniyorum.

Trenin içerisinde herkesin heyecanı fark ediliyor. Bir mühendislik harikasına tanıklık etmenin öneminden bahsediyor sohbet ettiğimiz bir Hint’li.

Trenin camından Fjosfossen Şelalesini görüyoruz. Birazdan tren şelale yakınında duruyor. İki dağın arasında tüm heybetiyle akan şelalenin sesinden çok etkileniyoruz.Bol bol fotoğraf çekiyorum. Tren Görevlisinin uyarı düdüğüyle hepimiz trene biniyoruz. Tren hareket ediyor. Manzara olağanüstü. Ruhumuz ve gözlerimizde bayram sevinci var.

Her saniyemizin dolu dolu olduğu 60 dakikalık şölen sonrası Flam Kasabasına ulaşıyoruz. Flam’ın nüfusu sadece 400. Evet yanlış okumadınız Flam’da 400 kişi yaşıyor.

Fiyord turumuza daha 2 saat var. Önce Flamsbana Dağ Treni Müzesine giriyoruz. Burada aşama aşama tren yolunun yapımına tanıklık ediyoruz. Küçük müzeden etkilenmemek mümkün değil. Yürüyüş yapıp yemeğimizi yiyoruz. Artık Fiyortları görme zamanı.

Teknemiz hareket ediyor. Hareketle beraber martıların bizlere eşlik ettiğini fark ediyoruz. Dünya Mirası Listesindeki fiyortları fotoğraflarken Aslıhan’ın yemem için verdiği krakerlerin martıların dikkatini çektiğini görüyorum. Uzatınca elimden yemeleri karşısında tüm teknenin ilgi odağı oluyorum bir anda. Teknedeki herkes yiyecek veriyor bana ve Aslıhan’a martıları beslememiz için. Tüm martıların doyduğunu gönül rahatlığı içerisinde ifade edebilirim.

Teknemizin içinde dolaştığı fiyordların manzarasının doyumsuzluğu karşısında birazda rüzgarın etkisiyle sarhoş gibi hissediyoruz kendimizi. Sognefyord’un bir kolu olan Aurlandsfyord üzerinde başlayan yolculuğumuz Gudvagen’de bitiyor. Burada bizi otobüsler bekliyor. Otobüs’e biniyoruz. Voss’a kadar otobüs yolculuğumuz sürüyor. Voss’ta otobüslerden inerek bizi Bergen’e götürecek trene biniyoruz. Sabah 08'00 de başlayan yolculuğumuz 21.00 da bitiyor.

İnanılmaz bir gün yaşadık. Karlarla kaplı zirvelerin, gür otlakların, vahşi doğanını ve güzel dağ manzaralarının arasında süren bir yolculuk sonunda ulaştığımız Flam’dan bindiğimiz tekneyle fiyortlar arasında yolculuk yaptık.

Yarın sabah erkenden uçakla Stockholm’e gideceğiz. Bugünde güneşi batıramadık.

Stockholm’de buluşmak üzere..



1 yorum:

  1. Sevgili Abidin bey,

    rüyalar alemine gittim yine okuyunca...
    Agziniza saglik!
    Bundan sonraki Destination acaba neresi? Izlenimlerinizi okumayi merakla bekliyorum.

    Selamlar

    Numan Ersüren

    YanıtlaSil