Önce Melekler şehri Bangkok(Bangkok hakkındaki
yazımı okumanızı öneriyorum). http://abidinlutfidemir.blogspot.com/2012/05/melekler-sehri-bangkok-hakkinda-farkli.html
Sonrasında Tayland’ın bir garip beldesi Pattaya (Pattaya hakkındaki yazımı da
okumanızı tavsiye ederim). http://abidinlutfidemir.blogspot.com/2012/05/taylandin-bir-garip-tatil-beldesi.html
Şimdi ise Bangkok Havaalanına doğru yoldayız. Yol boyu konuşkan rehberimiz bize
Pattaya ile ilgili sorular soruyor. Yaptıklarımızı anlatıyoruz. Takdir ettiğini
davranışlarından anlıyoruz. Ona göre bizler tam bir gezginiz. Bangkok'ta
havaalanında rehberimizle vedalaşıyoruz.
Air Asia ile Phuket’e hareket
ediyoruz..Bayılıyorum bu Air Asia’ya.Tüm Uzakdoğu ayaklarımızın
altında.İsterseniz Avustralya,Yeni Zelanda hatta Papua Yeni Gine dahil bu uçak
firmasıyla gidebilirsiniz. Hemde önceden uçak bileti aldığınız takdirde çok
ucuza.
Uçak turistlerle dolu. Sabah erken kalkmamız ve 2
saatlik yol boyu sevimli rehberimizin sorularına cevap vermemiz dolayısıyla
yerlerimize oturur oturmaz uyuyoruz.Uçağın tekerleklerinin pistte değmesiyle de
uyanıyoruz. YaşasınTayland’ın en büyük tropik adasına geldik.
Phuket havalimanı oldukça küçük bir havaalanı ama
her şey mükemmel işliyor. Çıkışta bizi otele transfer edecek rehberimizle
buluşup taksiye biniyoruz. Otelimiz Patong Beach’de yer alıyor. Patong Beach
havaalanına yaklaşık 1 saat uzaklıkta. Yol boyu yemyeşil ormanlar ile kaplı
yollarda ilerliyoruz.Ada oldukça engebeli zira sürekli tepe tırmanıp, tepe
inerek gidiyoruz.Yeşilin her tonu var.
Rehberimiz yol boyu anlatıyor.
Anlattıklarından;
Phuket'de Thai stili Budist evliliklerin
yapılabildiğini,
Phuket'in denizin içerisindeki küçük kulübeleri
ve su altı sporları ile ünlü olduğunu, deniz suyu temiz olduğu için su altı
görüşü çok uzun olmakla beraber dünyadaki en iyi 10 dalma mekanından birisi
ünvanını koruduğunu,
Phuket'de yerli halk tarfından Tayca erkekler
için ayrı, kadınlar için ayrı selamlaşma kelimeleri kullanıldığını,
transseksüelller için de ayrı selamlaşma olduğunu,
Tuk-Tuk denilen küçük taşıtlarla adada kolayca
istenilen yere ulaşıldığını,
Ünlü James Bond Adası (Pha Nga) burada olmakla
beraber dünyaca ünlü Lost dizisinin üçüncü sezon, sekizinci bölümünün de burada
çekildiğini,
Öğreniyorum.
1 saat sonra otelin önünde duruyoruz.Hava kapalı
ve her an yağmur yağabilir.Otelimiz İbis Patong. Odalarımıza eşyaları bırakıp
hemen dışarı çıkıyoruz.Otel denize çok yakın ama dışarıda Tsunami olması
halinde tehlikeli bölgede olmadığımıza dair levha var. Patong Bölgesi adanın en
kalabalık alanı. Böyle olmasının doğal sonucu olarak çok sayıda gece kulübü ve
restoran gözümüze çarpıyor. Yürüyerek Bangla Road Caddesine ulaşıyoruz.Bu
caddede de her yer gece kulübü.Pattaya’da olduğu gibi kulüplerin önünde
travestiler ve 18 yaşın altında küçük kadınlar var.Cadde boyu yaşlı Avrupalı ve
Amerikalı erkekler ile küçük Tayland’lı kadınları görüyoruz. Tayland toplumu
tarafından travestiler yadırganmıyorlar. Bu nedenle de travestileri sokak
satıcısı,bakkal, manav,tezgahtar olarak her yerde görüyorsunuz.
Uzakdoğu’da balığa ve deniz mahsüllerine
doyulmamakla birlikte bu akşam değişiklik yapmaya karar verip!! otelde deniz
mahsüllü pizza yiyoruz.!!
Sabah erkenden kalkarak James Bond Adası turuna
katılıyoruz. Teknemiz büyük olmamakla birlikte güvenli. Tekne hareket eder
etmez gökyüzü zifiri karanlığa bürünüyor. 10 dakika içerisinde de sağanak yağış
başlıyor.Çok değil 2004 senesinde Tsunami olmamışmıydı? Teknedeki herkesin
korktuğu belli(Meraklısına Not: Tsunami, okyanus ya da denizlerin tabanında
oluşan deprem, heyelan ve volkan patlamasıdır. 2004 Hint Okyanusu depremi ve
tsunamisi, 26 Aralık 2004 günü saat 00:58:53 UTC'de meydana gelmiş, merkezi
Endonezya'nın Sumatra adasının batı kıyısı açıklarında olan depremdir. Batma
nedeniyle meydana gelen deprem, Hint Okyanusu'na kıyısı olan karaları vuran,
yüksekliği 30 metreye kadar çıkan tsunamiler üretti ve bu nedenle on dört ülkede
230 binden fazla kişi öldü. Bu, tarihteki en çok ölüme yol açan doğal
afetlerden biriydi. Endonezya en ağır zararı alan ülkeydi, onu Sri Lanka,
Hindistan ve Tayland izledi.Tsunaminin yayılışı ve etkilediği yerler 9.1 ila
9.3 olanbüyüklüğüyle, bir sizmografla kaydedilmiş olan bugüne kadar ki en büyük
üçüncü depremdi. Süresi 8.3 ila 10 dakika arasında değişen deprem, bugüne kadar
görülmüş en uzun süreye sahipti ve tüm gezegeni 1 cm hareket ettirdi,
Alaska’ya'ya kadar depremleri tetikledi. İçmerkezi Simeulue ile Sumatra
arasındaydı. Etkilenen ülkeler ve halklarının durumu, dünya çapında bir insani
yardım kampanyasının başlamasına sebep oldu. Tüm dünya çapından depremzedelere
yardım amacıyla 14 milyar Amerikan doları (2004 itibarı ile) bağış toplandı. sya'da
on binlerce kişinin ölümüne ve kaybolmasına yol açan deprem, Sumatra'daki
adaları yerinden oynatarak Asya haritasında değişikliğe neden oldu. 26 Aralık
2004'te meydana gelen Güneydoğu Asya depreminin yerkabuğunun her bölgesini
birden salladığı ortaya çıktı. Bilim insanları, 9,2 büyüklüğündeki son 40 yılın
en güçlü depreminde ortaya çıkan enerjinin, 26 Aralıktan günler sonra dahi
yerkabuğunu titretmeye yettiğini belirledi. Uzunluğu 1250 km olan bir çatlak
boyunca oluşan deprem, 10 dakika sürmüştü. Bu şimdiye dek kaydedilen en uzun
deprem süresidir. Deprem, Indo-Avustralya plakasının Avrasya plakasının altına
kaymasıyla oluştu. Kaymanın şiddetiyle Avrasya Plakası'nın ucu havaya kalktı.
Bu hareket, okyanus zeminin oynamasına yol açtı ve tsunami ortaya çıktı.
Tsunaminin Bengal Körfezi'nde yarattığı dalga, tüm Dünya denizlerinde su
seviyesinin 0,1 milimetre yükselmesine neden oldu.). Korkmamıza gerek
olmadığını kısa süre sonra anlıyoruz hava açılıyor.Güneş yüzünü gösteriyor.
Phang Nga Bay Körfezine geliyoruz. Çok sayıda
dikine doğru büyümüş küçük adalar görüyorum. Yemyeşil adalarda yerleşim
olmadığını öğreniyorum. Adaların ardından kanolara biniyoruz ve mağaraya doğru
gidiyoruz.. Mağara giriş yüksekliğinin sudan yalnızca 2 karış olduğunu
söylemeliyim sizlere. Kanoya sırt üstü yatarak ve burnuma teğet geçecek şekilde
mağaradan içeriye giriyoruz. İçerisi oldukça bunaltıcı. İçerideki yolculuğumuz
yaklaşık 5 dakika sürüyor.
Çıkışta James Bond Adasına yine kanolarla
gidiyoruz. Adaya ulaşınca tepeye doğru tırmanıp manzara keyfi yapıyoruz. James
Bond Adasından sonra 3. Adada deniz keyfimiz başlıyor. 4. Adamız mağaralarla
dolu bir ada.Zorlukla girdiğimiz mağaradan sonra gizli bir göle ulaşıyoruz.
Gölde suda büyüyen Mangrow Ormanları var.Turdan memnun kalarak Phuket’e dönüyoruz.
Akşam yemeği için oturduğumuz yerde yan masada
tanıdık bir yüz görüyoruz. Türkiye’den çok uzaklarda şarkıcı Tarkan’la
karşılaşıyoruz. Yemek sonrası otele dönüp yarının programını yapmaya
çalışıyoruz. Sonunda seyahatimizin son gününü tüm gün denize ayırmaya karar
veriyoruz.
Sabah kahvaltı sonrası plaja gidip tüm gün deniz
keyfi yapıyoruz. Yüzerken vücudumun altından renkli balıklar geçiyor.Öğleden
sonra başlayan çılgın yağmurda denize girmeme engel olamıyor.
Biz gezginler biliriz ki dünyanın çeşitli
yerlerinde keşfedilmeyi bekleyen sayısız cennet vardır.Biz bir cennetin keşfini
daha bitirdik. Dünyada en fazla görülmesi gereken 10 tropik adadan birisi olan
Phuket Adası seyahatimizin de sonuna geldik.
Ertesi gün aracımız gelerek bizi Havaalanına
getiriyor. Phuket Havaalanından hareket eden uçağımız Bangkok Havaalanına
ulaştığında saatimize bakıyoruz.İstanbul uçağımıza 3 saat kaldığını görüyoruz.
Havaalanının keşfi için 3 saat oldukça iyi bir süre değil mi?
Uçağa biner binmez yorulduğumuzu anlıyoruz.
Gözlerimiz İstanbul’a inişte açılıyor. Bir seyahatin daha sonuna geldik.Eminim
1 haftada yorgunluğumuz bitecek ve yeni coğrafyalara keşfin araştırmalarına
başlayacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder