7 Mayıs 2012 Pazartesi

IV.BOLUM- FİDEL CASTRO ÖLMEDEN ÖNCE GÖRÜLMESİ GEREKEN EN GÜZEL ÜLKE...

IV.BÖLÜM-VAREDERO'DA YUNUS BALIKLARIYLA YÜZMENİN KEYFİNİ YAŞAYARAK EN İYİ PURO, EN İYİ ROM, EN İYİ KAHVE, EN İYİ SALSA ÜLKESİNE VEDA...

Zaman çok çabuk geçiyor. Eskilerin tabiriyle su gibi akıp gidiyor. Sabırsızlıkla beklediğimiz Küba seyahatinin son durağı olan Varedero’ya doğru yol alıyoruz. Ben dahil grupta herkesin Küba seyahatinin bitmemesini istediğine eminim.Burada da 2 gece kaldıktan sonra ülkemize döneceğiz. Küba’yla ilgili notlarım o kadar fazla ki yol boyu okumama rağmen bitiremedim. Varedero’ya giderken  fırsat buldukça yine okuyorum.

Okuduklarımdan;

Küba’da ortalama insan ömrünün 77 yıl olduğunu,

Küba’da çok fazla trafik kazası olduğu ve bunların çoğunun ölümle sonuçlandığını, ölüm nedenlerinin birinci sırasında trafik kazası, ikinci sırasında ise kalp krizinin geldiğini,

Sadece Küba’da doğanların Küba vatandaşı olabildiğini, bunun istisnasının Che Guevera olduğunu,

Küba’da öğrencilerin yarım gün okula gittiklerini, yarım günde gönüllü olarak sosyal projelerde çalıştıklarını,

Dünyanın en küçük kuşu “Zunzuncinto” ve en küçük kurbağasının Küba’da yaşadığını, Küba’lıların Küba bayrağını simgeleyen mavi,kırmızı, beyaz renklerinden dolayı Tocororo kuşunu da milli kuş olarak kabul ettiklerini,

Küba mutfağının çok zengin olmadığını, mutfakta baharatın hiç kullanılmadığını,

Ülkede iki çeşit muz yetiştiğini, bir tanesinin dilimlenerek kızartıldığını ve balığın yanında servis edildiğini,

Öğreniyorum.

Küba'nın Matanzas'a bağlı tatil bölgesi Varadero’ya varıyoruz. Fidel Castro’nun burayı gerek kendisinin İspanyol kökenli olmasından gerekse ülke ekonomisi için sadece İspanyol otellerine açtığını, bölgede otellerde çalışanlar dışında Küba’lı olmadığını, eskiden Al Capone’nun da burada güneşlendiğini, bölgede turistler için yunus çiftlikleri olduğunu, bu çiftliklerde yunuslarla yüzme imkanının bulunduğunu, hatta yunusların insanları öptüklerini okuyorum.

Otobüsten iniyoruz. Varedero’ya Atlas Okyanusunun keyfini sürmeye geldik.20 km. uzunluğundaki beyaz kumsalın ve denizin mutluluğunu yaşayacağız. Günlerdir yorulduk. 1950’li yıllarda Varedero A.B.D vatandaşlarının villaları ile dolu tatil kasabasıymış.

Burada kaldığımız iki tam gün boyunca muhteşem bembeyaz kumsalın,sığ ve berrak denizin keyfini yaşadık.Sabahın 6 sında kalkıp yüzerken bizden 4-5 metre ötede yan yana yüzen yunus balıklarından ilk önce ürktük, sonra yanımıza gelmelerini diledik ve bekledik.

Otelimizin güzel yemeklerinin hepimizin kilolarında katkısı olduğunu itiraf etmeliyim. Ben Varedero’nun dünyanın en güzel denizlerinden birisine sahip olduğunu düşünüyorum.

Akşamları esen rüzgarında bile salsa kokusu var. Küba’lılar için dans ve müzik inançlarına ve folklorlarına yansımış ikinci din adeta. Müzik bir Kübalı için hayatın vazgeçilmezlerinden biri. 2 günümüzde çok çabuk geçti. Şu an havaalanına gitmek üzere otobüsteyiz. Kaldığımız süre içerisinde bize daima torpil yapan hava birden patlıyor. Otobüsün silecekleri yağmurun hızına yetişemiyor. Hava birden kapkaranlık oluyor.

En iyi puro, en iyi rom, en iyi kahve, en iyi salsa ülkesine veda etme vakti geldi.

Hoşçakal gözlerinde sevgi tebessümü olan mutlu insanlar ülkesi.

Hoşçakal müzik ve dans.

Hoşçakal FIDEL ve KÜBA.

VIVA CUBA…

3 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Ne yazılmıştı da sildin çok merak ettim Abidinciğim

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Hilalciğim inan ki ne yazıldığını bende okuyamadım. Zira yorum benim tarafımda değil yorumu yazan sevgili Nermin tarafından silindi. Eminim Sevgili Nermin ne yazdığını bizimle paylaşacaktır.

    YanıtlaSil