4 Mart 2012 Pazar

GERÇEK BİR ORTAÇAĞ KENTİ SIENA

Siena, her İtalya seyahatimde mutlaka uğradığım, uğramadığımda ise kendimi suçlu hissettiğim bir kenttir. (Diğer ikisi Lucca ve Montecatini Alto’dur) Esasında Toscana Bölgesinde her yerleşim yerine girdiğinizde kendinizi Ortaçağda hissedersiniz. Siena Romalıların kovduğu Etrüsklerin tüflü kayaları oyarak yaptıkları yerlerin üzerine kurulu, gerçek bir ortaçağ şehridir. 

Şehirde ortaçağ binası dışında başka bir bina göremezsiniz. Bu binaları satın almak mümkün değil. Sordum öğrendim. Metrekaresi 10 bin ile 15 bin Avro arası. Peki kim oturuyor diyeceksiniz. Burada oturanların hepsi atalarından kalan bu önemli mirasa sahip çıkıp burada yaşamayı sürdürenler. Siena 17 mahalleden oluşmuştur. Her mahallenin ayrı bir maskotu ve flaması olup mahallelerde asılı bu maskot ve flamalardan hangi mahallede olduğunuzu kolayca anlayabilirsiniz.

 Her mahallenin adının yazılı olduğu sokak başlarında simgesi de asılıdır. Oturdum saydım. 19 dan sonrasını hatırlayamadım. İtalya’ya 19 kez gitmişim. 11 kez de Siena’ya. Siena’da 2 kez Palio At Yarışlarına denk geldim. Her mahalle bu yarışa bir at ve jokey ile katılıyor. Yarıştan bir gün önce her mahalle en uzun sokağında sofralar kuruyor. Bu sofrada hem geleneklerini yaşatıp, atalarının hikayelerini anlatıyorlar, hem de keyifle yemeklerini yiyip şaraplarını yudumluyorlar. 

Ertesi gün ise hepsi Piazza del Campo’ya (Campo Meydanı) giderek yarışları izliyorlar. Yarış çok ilginç. At yarışı eski bir Roma geleneği. Jokeyler atları eyersiz kullanıyorlar. Jokeylerin ellerinde uzun sopalar var. Yarış abartmayım ama 2 dakika sürüyor. Atlar meydanın etrafında yarışıyorlar. Birincinin ödülü HAÇ ve FLAMA. Kazanan mahalle bu haçı ve flamayı mahallenin en önemli yerinde bir yıl boyunca saklıyor. Siena’da tüm binaların ince kırmızı tuğladan yapıldığına hayretle tanıklık etmek mümkün. Siena da her yerde Romus ve Romulus'un heykelleri var. 

Siena'yı diğer İtalyan kentlerinden ayıran önemli bir özellik var. O da kilise ve yönetim binalarının birbirinden uzakta olmaları.Bu da laikliğin bir göstergesi sayılıyor. Siena denince akla elbette kırmızı tuğlalı binalar, dar sokaklar, parke taşlar, lüks mağazalar ve kafeler gelir. Piazza del Campo (Campo Meydanı) şehrin en önemli yeridir. Meydanın her tarafında kafeler bulunur.Size tavsiyem mutlaka “Cantucci” tatlısını tadın. Bademli bu kurabiyeyi şarap ile birlikte denerseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Eğer oturup güzel bir yemek yiyip sonra tatlı alayım derseniz masanıza önce zeytinin, sonra sırasıyla üzerine sarımsak ve zeytinyağı gezdirilerek kızartılan ekmek olan “bruschetta” nın ve ızgarada pişirilen, üzerine zeytinyağı gezdirilen sığır bifteği “Bistecca alla Fiorentina” nın gelmesini sağlayın. Şarap seçimini ise size bırakıyorum. 

Bana sorarsanız tavsiyem sırasıyla Chianti, Brunello di Montalcino, Vino Nobile di Montepulciano ve Carmignano. Siena’nın eski şehir merkezi Unesco tarafından Dünya Mirası Listesindedir. Efsaneye göre Siena, Remus’un oğlu Senius tarafından kurulmuştur. Romalı dişi kurtta şehrin sembolü olmuştur. Salimbeli Meydanında ki kurta bakmaya doyamazsınız. Piazza del Campo hafif eğiktir ve istiridyeye benzer. 1347 yılında yapılmıştır. Palazzo Pubblico (Belediye Sarayı) ve onun 103 metrelik çan kulesi Torre del Mangia buradadır. Siena’yı keşfederken Pinacoteca Nazionale müzesini de ihmal etmemelisiniz. Merak edenler için söyleyeyim Siena’nın nüfusu 55.000. 

Ama bu şehrin benim gibi fanatikleri çoktur. Dünyanın her yerinden bu küçük ama sevimli şehre turist gelir. ‘Torre del Mangia,’ bir çan kulesidir ve yazın gölgesi nedeniyle en çok ziyaret edilen yerlerden birisidir. Buraya seyahat planınız varsa Siena ile birlikte mutlaka Floransa, Pisa, Lucca, ve Vinci’yi de programınıza alın. Bir araba kiralayıp bu sevimli yerleri gezmenizi tavsiye ederim. Yok araba kiralamam derseniz trenle çok kolay bir şekilde gezinizi gerçekleştirebilirsiniz. Her gittiğiniz yerlerde farklı şarap ve zeytinleri deneyin. Bilginiz olması açısından yanlış hatırlamıyorsam Siena-Pisa arası 2 saat ve 8 Avro. Siena’dan otobüsle Floransa’ya da gidebilirsiniz.

 Her saat başı kalkan otobüslerle Floransa’ya bir saatte ulaşabilirsiniz. Siena’da yapmanız gereken ve tavsiye ettiğim bir hususta ara sokaklarda gezinmeniz. İtalya’ya bir tur şirketi ile giderseniz ve ekstra tur seçmeniz gerekirse Siena’yı tercih etmenizi işte bunlardan dolayı tavsiye ediyorum. 

 Siena’da unutamadığım olaylardan birisini sizinle paylaşmak istiyorum. 5 sene önce Siena’da Sapordivino Restorantın önünden geçerken Tanju Okan’ın “Kadınım” şarkısının bozuk bir Türkçe ile söylendiğini duydum. Restorana girince piyanistin söylediğini gördüm. Şarkı bittiğinde ise tanıştık. Uzun yıllar Ankara’da Hilton,İstanbul’da Shereton’da çalışmış ve müzik yapmış. 1970 li yılları anlatmaya başladı ve nefis müziğini icra etti. Mario Scapecci ile her Siena’ya gidişimde görüşüyoruz. Şarap içiyoruz. Baklava,Lokum,Badem Ezmesi götürüyorum. Dünyalar onun oluyor. 

 Evet sevgili dostlar, Siena’yı anlatmaya çalıştım. Umarım hoşunuza gitmiştir. 

 Gezgin selam ve sevgilerimle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder