
Klasik bir başlangıç olsa da Roma’nın sembolü olan Colosseum ile başlamasam olmaz. Colosseum iki bin yıl ayakta kalmayı başarmıştır. Çok eskilerde eğlence için gladyatör ve hayvanların dövüştürüldüğü ve bu şekilde vahşi keyifler alındığı hepimizce bilinen Colosseum biz gezginler için gerçek bir görsel şölendir. Kendinizi yıllar öncesinde hissetmemeniz mümkün değildir.
Aşk Çeşmesi her zaman çok kalabalıktır. Binlerce turist dilek tutmaları bir yana buluşma yeri olarak burasını tercih eder. Burasının Roma’lılar içinde buluşma yeri olduğunu düşünürseniz ne kadar şenlikli bir yer olduğunu hayal edebilirsiniz. Çeşmenin etrafında dilek tutmak için para atanlar o kadar çoktur ki zaman zaman para atıp dilek tutmak için sıralar oluştuğunu bile görebilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken tek şey çantalarınız ve cepleriniz olmalı. Kalabalık nedeniyle yankesicilere çarpılmamanız hemen hemen imkansız. Çok dikkat etmelisiniz.
İspanyol Merdivenleri esasında mermer bir merdiven ama Roma'nın özelliğine özellik katan yerlerden birisidir. Merdivenlerin yukarısından Roma'yı seyretmek oldukça keyiflidir. Yürürken yorulduğunuzda dinlenme yeri olarak burayı tercih edebilir ve merdiven basamaklarında oturarak dinlenebilirsiniz.

Roma, Paris ve Prag gibi romantizm şehridir. Her yerde romantizmin izlerini bulmanız ve romantizm yaşamanız mümkündür. Romantizmi bu 3 Avrupa şehrinden hangisinde bulursunuz diye sorarsanız bana ben Roma derim. Romantizm olunca akla şarap gelir. Şarap deyince de yine aklınıza Roma ve Roma’lılar gelmeli. Roma’da her türlü zevke ve keseye uygun kaliteli şarap bulmak mümkündür. Şöyle bir düşünmenizi istiyorum. İzlediğiniz eski Roma’yı ve Romalıları anlatan filmleri. Aklınıza ne gelir. Benim aklıma büyük yemek masaları, testi şaraplar, özenle ve güzelce hazırlanmış sofralar, zevk,eğlence ve şölen geliyor.
Aslında bu hatırladıklarım halen Romalıların sofra kültürü. Romalılar yemeklerini tam bir şölen havasında yemeyi seviyorlar. Masaları her zaman zevkle hazırlanmış bulmanız mümkündür. Yurtdışı gezilerde gördüğüm yerler kadar yerel yemeklerin de benim için ne kadar önemli olduğunu bilirsiniz.
Bu yazımı bitiriyorum. Yazımın devamı var. Umarım hoşunuza gitmiştir. Roma’nın devamında buluşmak üzere. Gezgin selamlarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder