4 Mart 2012 Pazar

KISKANMAKTA HAKSIZMIYIM?

Bir önceki yazım “St. Petersburg’ta Marinski Balesinde Temsil İzleme Keyfim…” de de belirttiğim gibi İnternette bulunan St. Petersburg yazıları o kadar güzel ve dolu ki. O nedenle St.Petersburg’la ilgili yazacağım yazıda bu şehirle özdeşleşmiş bale ve Hermitaje üzerine yazmaya karar vermiş ve ilk yazım olan “St. Petersburg’ta Marinski Balesinde Temsil İzleme Keyfim…” i sizlerin beğenisine sunmuştum.

Bu yazımda sizlere Hermitaje’dan bahsetmek istiyorum. Anlatırken de kıskançlığımı haykırmama anlayış göstereceğinize inanıyorum. “Müze sanatın mezarıdır.” derler. Hermitaje Mezarlığı beş bölümden oluşur. Mutlaka ve mutlaka rehber eşliğinde gezmenizi öneririm.

Yoksa garanti veriyorum kaybolursunuz ve vaktinizi boşa harcarsınız. Hermitaje’ın her odasında bulunan ve uyuduğunuzu düşündüğünüz yaşlı kadınlar sizi sürekli izlerler.

Matisse, Rodin, Rubens, Monet, Leonardo Da Vinci, Michelangelo. Çin, Mısır, Mezopotamya, Eski Yunan, Roma ve çağdaş sanata dair her şeyi bulacağınız bu mezarlıkta müzenin dışının da ayrı güzel olduğunu hiç unutmamanızı hatırlatırım sizlere. Çariçe 2. Katerina Kışlık Sarayı’nın yanına sanat eserlerini korumak için bir bina yaptırdığında yıl 1764’müş. Kışlık saray ile de birleşerek devasa bir yer olmuş Hermitaje.Hermitaje’ın Kışlık Saray, Küçük Hermitage, Büyük Hermitage, Hermitage Tiyatrosu gibi bölümleri bulunmaktadır.

1057 oda ve 400 salonu barındırı içerisinde bu görkemli bina. Louvre, British Museum, Metropolitan başta olmak üzere bir çok ülkede bulunan müzeleri gezdim. Ama inanın gezdiklerim arasında Hermitage gibisini bulamadım.

Bu müzeye gittiğinizde, özellikle hafta sonu gittiğinizde içinizi bir kıskançlık kaplayacaktır. Şık giyimli Rus Hanımların ve Beylerin küçük yaşlardaki çocuklarıyla beraber saatlerce müze odalarında sanat keyfi yaptıklarına tanıklık edersiniz. Bu beni çok kıskandırır. Hele 30 yaşında bir şehirli St. Petersburg’lunun en az 20 kez bu müzeyi ziyaret ettiğini duyduğumda kıskançlığım iyice artar.

Aynı yaştaki Petersburg Köylüsünün ise 3 kez gittiğini ilk duyduğumda hayret etmiş ve düşünmüştüm. Bizde acaba kaçımız yaşadığımız şehirde kaç müzeye kaç kere gittik diye… Sanatta ileri ülkelerin neden ilerlediklerini sanata ve sanatçıya bakış açılarıyla daha iyi fark edebilirsiniz.

Yukarıda bahsettiğim ve hafta sonu müze ziyaretinde göreceğiniz olayları hafta içi gideceğim ve kaçıracağım diye düşünüp üzülmeyin. Hafta içi sizi başka bir tablo beklemektedir Hermitage odalarında. Her odada 5-7, 8-11, 12-15 yaş grubunda olan çocukları başlarında öğretmenleri olmak üzere ve yerlerde otururken görürsünüz.

O kadar konsantre olmuşlardır ki yanlarından geçerken sizi fark etmezler bile. Yaklaşık 3 milyon sanat eseri bulunan bu müzede her bir sanat eserine bir dakikanızı ayırsanız Hermitaj’da 3.000.000 dakikanız geçer. 3.000.000 dakika 50.000 saattir. 50.000 saat 2083 gündür. 2083 gün 69 aydır. 69 ay ise 5 yıl 9 aydır.

İşte St. Petersburg’luların hangi nedenle en az 20 kez bu müzeyi gezdiklerine basit bir cevap. Ben 6 kez gittim ama halen gezdim diyemiyorum. Öğrendiğim bir bilgiyi daha sizinle paylaşayım. Müze en çok tablo koleksiyonu bulunması nedeniyle Guinnes rekorlar kitabında yer almaktaymış. Dünyanın en büyük müzesi olan Hermitage Müzesi'nin soyulduğunu okuduğumda şaşırmamıştım.

Zira Louvre, British Museum, Metropolitan Müzelerindeki korumanın hiç birisinin burada göremezsiniz ve ben her gittiğimde hayret nasıl soyulmuyor diye sorardım kendi kendime. 2006 yılında okuduğum bir gazetede soyulduğunu öğrendim. Ama dediğim gibi şaşırmadım.

Müze yetkilileri çalınan 220 parça eserin değerinin yaklaşık 5 milyon dolar olduğunu,hırsızlığın uzun yıllara, hatta polise göre yaklaşık 30 yıla yayıldığını, çalınan parçalar arasında çoğunlukla mücevherler ve mineli süs eşyalarının olduğu açıklamışlardı. Hermitaje’ın uzun yıllara dayalı olarak soyulması korumaların azlığını aklıma getirdi.

Ama yazının devamı daha da ilginçti. Çalınan eserlerin büyük bölümünden sorumlu olan küratörün envanteri kontrol ettiği sırada, işyerinde aniden öldüğü açıklanmıştı gazetede. Ancak kimliği ve nasıl öldüğü konusunda bilgi verilmiyordu. Müze yetkilileri hırsızlıklarda çalışanlarının da parmağı olduğunu açıklamışlardı. Yine habere göre Rusya’da halk Rusya'daki müzeciliğin acilen reforma tabi tutulmasını istiyordu.

Cennet ülkemin müzelerini düşündürmek için aldım bu yazıyı esasen kaleme. Umarım benim ülkemin çocukları da Müzelerde saatlerce yerlerde oturarak konsantre olmuş bir vaziyette sanat eserlerini solurlar ve ben oradan yanlarından geçerken ne kadar şirinlik yaparsam yapayım beni fark etmezler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder