4 Mart 2012 Pazar

PARLAYAN ADA " SRI LANKA"


Sri Lanka, resmi adıyla Sri Lanka Demokratik Sosyalist Cumhuriyeti Güney Asya'da, Hindistan'ın 31 kilometre güneyinde ve Hint Okyanusunda bulunan bir ada ülkesidir. 1972 yılından önce Seylon olarak bilinirdi. Hint Okyanusu'nun İncisi olarak da adlandırılan ülkede yaklaşık 21 milyon kişi yaşamaktadır.

 Ancak Ocak 2012 tarihinden itibaren Sri Lanka girişte vize alınmasını zorunlu kıldı. (10 ve 20 USD)Hükümet güçleri ve Tamil Eelam Özgürlük Kaplanları (diğer adıyla Tamil Kaplanları) arasında gerçekleşen iç savaş 1983 yılından beri sürmektedir. Tamil Kaplanları, adanın kuzeyinde ve doğusunda Tamil Eelam adında bağımsız bir devlet kurmak için mücadele etmektedir. Toplam 1,340 kilometrelik sahil şeridine sahiptir. Aralık ve Mart ayları arasında tropikal ve kuzeydoğu muson yağmurlarının etkisi altında kalan iklimi, Haziran ve Ekim ayları arasında da güneybatı muson yağmurlarının etkisi altında kalmaktadır. 2,524 metre yüksekliğinde olan Pidurutalagala dağı ülkenin en yüksek zirvesidir.


Bu ansiklopedik bilgilerden sonra seyahatime döneyim. 14 Aralık 2007 Cuma günü ailem için önemli bir gündü. Kurban Bayramı tatilinden yararlanarak Sri Lanka’ya gitmeye karar vermiştik. Aylar öncesinden hazırladık kendimizi. 15 gün önce St.Petersburg’ tan dönmüştüm. Eve ne kadar çok üşüdüğümü anlattığımda Sri Lanka’da ısınacağımı söylediler.

Yolculuğumuz Ürdün Havayollarının RJ 166 sefer sayılı uçağı ile başladı. Uçağa binerken ilk kötü haberi aldım. 14.40 da kalkacak uçağımız Amman’a indikten sonra 19.15 de Colombo’ya hareket edecekti. Ancak gece 01.00 a kadar tehir olduğunu bildirdiler. Amman’a indiğimizde ise ikinci kötü haberle karşılaştım. Uçağımız en erken sabah 07.00 da kalkacaktı. Yaklaşık 12 saat tehir yemiştik. Bunu sebebi Hac ve Amman’ında Hac seferlerini ana merkezi olmasından kaynaklanıyordu. Grubumuzun 65 kişiden oluşması nedeniyle Ürdün Havayolları bizi otele yerleştirdi. Akşamda bir otobüs tahsis ederek vizesiz olarak Amman’da dolaşmamızı sağladı.
Sabah 07.00 da Sri Lanka’nın ticari başkenti Colombo’ya hareket ettik. Türkiye’de yaşadığımız soğuk kış günlerinden sonra sımsıcak Sri Lanka’ya akşam 18.00 da vardık. Bizi bekleyen otobüsler bizi Sri Lanka’nın Colombo’dan bir önceki başkenti Kandy şehrine götürmek üzere yola koyuldular. Kandy’e ulaşıp İngiliz Koloniyel mimari tarzında yapılmış Mahaweli Reach Hotel’e yerleştik. otelde bir düğün bizi bekliyordu. Sonuna kadar kalıp izledim. Otelde istirahat çok iyi geldi.

Sabah otobüsümüz tekrar bizi otelimizden alarak Peradeniya’da Uzakdoğu’nun en ünlü Botanik Parkı “ Royal Botanical Gardens’e götürdü. Burada 2200 m2 yi yapraklarıyla tek başına kaplayan ünlü ‘Benjamin’ ağacını görmek beni çok heyecanlandırdı. Ağaçlarda yüzlerce ‘Sadece meyve yiyerek’ beslenen yarasalar çok ilgimi çekti. Otele dönüşte fillerin bakımevi Pinnawela’ya uğradık. Burada fillerle, boynumuzda pitonlarla fotoğraf çektirip ilk hediyeliklerimizi aldık. Turistik restoran’da nehirde yıkanan filleri seyrederek güzel bir yemek yedik ve Sri Lanka folklor gösterisine gittik.Yattığımda ne kadar yorulduğumu anladım. Ama kolay değil bu bir kültür gezisiydi…





Sabah kalktığımda en zorlu günün bugün olacağını biliyordum. KANDY – DAMBULLA – HABARANA – GRITALE vardı önümüzde. Sabah kahvaltısında sadece mango, ananas gibi tropik meyveleri ve Sri Lanka çayını tercih etmemin tek nedeni meyvelerin şaheserliğiydi. Kahvaltı sonrası adanın kuzeyine doğru hareket ettik.. İlk durağımız Matale’de bir ‘ Batik ‘ atölyesiydi. İlginçti ve biz çok kuvvetli yağmur altında Batik Atölyesindeki gösteriyi seyrettik.

Daha sonraki durağımız “Dambulla Golden Cave Temple”…Bizi burada yüzlerce maymun karşıladı. Mabet ve bahçesi son derece etkileyici..Dambulla’dan sonra otobüslerle otelimiz Deer Park’a ulaşıp odalarımıza yerleştik. Akşam üzeri Habarana’ya ulaşıp Cangıl’da 8’er ton’luk fillerin üzerine 5 – 6 kişilik gruplar halinde binip yaklaşık 1 saatlik ‘Safari’ yaptık.Safari sonrası otele dönerken milli parkın yanından geçen yolda tabiatta ‘vahşi’ bir ortamda yaşayan filleri gördük.







Otelimizin şiirsel bir bahçesi var, yüzme havuzu ise gerçekten güzeldi. Ağaçta maymunlar, havuzda bizler.. Bayağı etkileyiciydi.Kahvaltı sonrası deniz kenarına doğru hareket ettik.. Yolumuz yaklaşık 230 Km. idi. Ancak Sri Lanka yol koşullarına göre 7 saat sürdü. Palmiye ormanlarının arasında kıvrıla kıvrıla ilerlerken değişik yerlerde molalar ve öğle yemeği için sık sık durup akşama doğru otelimiz Eden’a ulaştık. O kadar yorulduk ki hemen herkes anında odalarına çekilip uyudu.

Sabah Galle’ye turumuz vardı. Yolumuzun üzerinde Mercan kayalıkları ile ünlü Hikkaduwa’ya uğradık..Burada altı cam teknelere binerek bu güzel mercan kayalıklarını ve rengarenk balıkları seyrettik. Kişi başı 25 USD’a ödeyerek adam başı 1 er istakoz, 2 şer jumbo karides, 1 tabak kalamar, 1 adet yengeç, 2 şer şişe bira(Tiger isminde biraları var ve çok güzel) ve patates kızartması yedik. Ama size tavsiyem önce fiyatta anlaşın ondan sonra sipariş verin. Cıvardaki dükkanlardan alışveriş yaptıktan sonra Galle’ye doğru yol aldık.. Galle güneyde Hollandalıların kurduğu bir şehir.. Kalesini dolaşıp “ Historical Mansion/Art Gallery” (Müze ev) gezimizi tamamladık.





Ertesi gün tüm gün deniz ve güneşten faydalanarak dinlenip Amman’a RJ 195 sefer sayılı uçağı ile saat 06.30 te hareket ettik. Saat farkından dolayı yine aynı sabah saat 10.15 ‘te Amman’daydık. Aynı gün İstanbul’a uçak olmadığı için gece Ürdün Havayollarının misafiriyiz. Otelimiz Sri Lanka’daki oteller kadar konforlu değil.. Otelin öğle yemeğinden sonra otobüslerimize binip Amman şehrine doğru yola çıktık. Kısa bir şehir turu ve mahallelerin tanıtımından sonra Dünyaca ünlü Lut Çukuru’na ( - 345 m. ) şimdi bilinen adıyla “ Ölü Deniz”e gittik.

Sabah Amman, Queen Alia Havalimanından RJ 165 sefer sayılı uçağımız ile saat 11.20 ‘de İstanbul’a hareket ettik. 13.45 de bir unutulmaz yolculuk daha sona erdi.. Ulaşılmaz sanılan rüya ülkelerden birisinin daha keşfi bitmişti.



1 yorum:

  1. Sevgili Abidin L.Demir, Harika bir gezi olmuş, Gezinizin bir başka durağını yazmanızı merakla bekliyorum,
    sevgiler,
    Necati Ekmekçioğlu

    YanıtlaSil