4 Mart 2012 Pazar

ROMANTİZMİ HİSSETTİREN ŞEHİRDİR ROMA (II)

Bir önceki yazımda Roma ile ilgili ön bilgilendirme yaptım. Bu yazımda seyahat notlarımı bulacaksınız. Uçağımız Leonardo da Vinci Havalimanına indi. Roma seyahatlerimde alandan çıkış hızıma bayılıyorum. Bu sefer 28 dakika sonra taksideyim. Otelim Termini’de tren istasyonuna yürüyerek 3 dakika. Termini şehir merkezi. O nedenle genellikle otel seçimimi bu bölgede yapıyorum. Odaya yerleştikten sonra lobide espresso içip doğruca Aşk Çeşmesinin yolunu tutuyorum.


Her yerde motorsikletliler var. Çoğu gafil bir turist avlamaya çalışıyor. Çantam olduğu için tetikteyim. Otelim Roma’nın en önemli tren istasyonunun hemen yanında. Diğer şehirlere giderken çok önemli bir şey bence. Belediye otobüsü, tramvay ve metro yıllardır 1 € ve kullanımı çok kolay. Biletleri büfelerden,otellerden ve makinelerden almak mümkün. Bindikten sonra araç içerisinde yer alan makineye onaylatma zorunlu. Biletsiz binmemelisiniz. En son gidişimde 45 € civarında cezası bulunmaktaydı biletsiz yakalanmanın. Gördüğünüz kötü davranış da cabası.

 Roma’ya her gelişimde yanımda diğer Avrupa kentlerine göre daha fazla para getirmeye dikkat ederim. Bunun en önemli nedeni Roma’nın hem İtalya’nın diğer şehirlerine göre hem de Avrupa’nın diğer kentlerine göre daha pahalı olmasıdır. Romalıların lükse ve rahata düşkün olmaları fiyatları tavan yapmıştır adeta. Roma'da ucuz bir şeyler bulmanız o kadar zordur ki. Arka sokaklarda yer alan ikinci el mağazaları ve antikacılar bile pahalıdır.

 Aşk Çeşmesinde arkadaşımla buluştuktan sonra yemeğe gidiyoruz. Aslında yemek için arkadaşımızın kuzeninin evine davetliyiz. İtalyanların en önemli özelliklerinden birisi de zeytinyağ sever olmaları. Bu sevgi aslında önemli bir kültürden geliyor. Bugün aslında yemek için değil yeni bir zeytinyağını denemek için toplantı var evde. Ev çok kalabalık. Her gelen yemek ve şarap getirmiş. Ama gecenin önemi yeni bir zeytinyağının denenecek olması. Zeytinyağı kendi imali arkadaşımın kuzeninin. Gece uzun ve bitmedi. Ama çok keyifliydi. Sabah erkenden kalkmam gerekiyor. Bu düşünce nedeniyle şartlanmam sonucunda çok erken kalktım.

Roma'da rahatlıkla ve kolayca kullanabileceğiniz bir metro ağı vardır. Ancak, sizi yine yankesicilere karşı uyarmalıyım. O kadar profesyonelce sizi soyuyorlar ki anlatamam. Peki seni de çarptılar mı diye düşünebilirsiniz. Çok şükür olmadı böyle bir şey ama kaç kez teşebbüs aşamasında yakaladım yankesicileri anlatamam. Taksiye bindiğinizde mutlaka taksimetreyi kontrol edin.


Bugün ilk durağım Forum. Cesare döneminde şehrin dini,politik ve ticari merkezi olan ve Vesta, Saturn, Castor ile Pollux tapınaklarının ve diğer anıtların bulunduğu Forumda bin yıl önce heybetli Roma Generallerinin yürüdüğünü düşünmek beni hep etkiliyor. Yine burada yürürken çok etkilendim. Forum'un hemen yanında bulunan Colosseumda 1. yüzyılda vahşi at yarışları yanı sıra gladyatör müsabakaları yapıldığını tekrar gözümün önüne getirdim. Etkilenmemek mümkün değil. Seyircilerin (ki zaman zaman 100.000 kişi olduğunu yazar tarih kitapları) haykırışları ve sesleri kulaklarımda çınlıyor. Muhteşem ötesi. Hele “Gladyatör” filmini hatırlayınca tüylerim diken diken oluyor. İmparator Traiano döneminde 180.000 kişilik kapasiteli zenginlerin mermer, fakirlerin tahta üzerinde oturarak seyrettikleri at yarışları ve sportif karşılaşmalarının yapıldığı Circo Massimo günümüzde Aventino ile Palatino tepeleri arasındaki vadide piknik alanına dönüştüğünden buradan da benim gibi çok keyif alacağınıza inanıyorum. Bu eski semtin batısında Piazza Navona'nın yakınında bulunan ve orjinal kapıları ile antik granit sütunları ve haşmetli iç kubbesi tanınan Pantheon’u görmek inanın çok keyifli. M.Ö. 27'de Venüs ve Mars tapınağı olarak inşa edilen M.S. 125'de Hadrianus tarafından tekrar inşa edilen, yedinci yüzyılda kiliseye çevrilmiş olan Pantheon’u görmeden gelmemenizi öneririm.

Roma’da üst üste 3 günüm oldukça yoğun geçti. Musei Vaticani (Vatikan Müzeleri), Museo Nazionale Romano (Roma Ulusal Müzesi), Borghese Galerisi, Musei Capitoline (Capitoline Müzesi), Galeria Nazionale (Ulusal Galeri), Doria Pamphili Galerisi, Villa Giulia Müzesine 3 tam günümü ayırdım. Bu müzelerin hepsini aynı seyahatte gezmeyi ilk kez başardım. Dünyanın en küçük bağımsız ülkesi olan Vatikan’da 1508-1512 yılları arasında Michelangelo tarafından yapılan Rönesans dönemi tavan resimleri ile Capella Sistina (Sistina Şapeli), Vatikan Müzelerinin en önemli bölümünü oluşturuyor.
 
 Dünyanın en ünlü müzelerinden birisinde gezinmenin keyif, heyecan ve mutluluğu nasıl olur bilirsiniz. Mısır, Etrüsk, Roma, Rönesans ve Barok eserlerinin arasında, Michelangelo, Rafaello, Caravaggio ve Canova gibi ünlü sanatçıların eserleri de bulunuyor. Müzede bence öncelikle Sistina Şapelinin (Capella Sistina) ziyaret etmelisiniz. Sadece Roma'nın değil dünya'nın en önemli müzelerinden olan birisi olan Musei Capitolina’da müzenin yanı sıra, Conservatori Sarayı ile Resim Galerisini de gezin dersem ve siz de gezerseniz sonra eminim ki ettiğiniz teşekkür ile kulaklarım çınlayacaktır.

Trinita dei Monti Kilisesi ile İspanya Meydanı'nın arasında yer alan İspanyol merdivenlerinde yukarıdan Roma'ya bakmaya bayılıyorum. Kalabalık ve insanların heyecanından etkilenmemek mümkün mü? Sokak ressamları, falcılar ile dolu olan Piazza Navona’da oturup bir şeyler içmek bu sefer kısmet olmadı. (Gidecekler için ufak bir not mutlaka G. Lorenzo Bernini'nin meşhur 4 ırmak havuzuna görmelisiniz) Yine gezi notlarımdan size aktarmaya devam. Roma'nın en iyi korunmuş anıtı elbette Pantheon’dur. Hadrianus tarafından yapılan sonra kiliseye dönüştürülen anıt Roma'nın en güzel meydanlarından Piazza Rotonda yer alır. Dünyanın en büyük ve en meşhur kilisesi olan, yapımı 125 yıl süren Michelangelo'yu meşhur eden Pieta heykelinin de yer aldığı San Pietro’yu ziyaret etmeyi kubbesine çıkarak Roma’yı seyrettiğim için çok seviyorum. Bugün de yaptığım en güzel işlerden birisi bu oldu.

Roma’dan çıkışı da girişi gibi çok kolay. O nedenle Roma’yı çok seviyorum. Gezgin sevgilerimle. (Roma’ya çok gittim. Bu yazı Roma seyahatlerimden birisinde tuttuğum notlardan derlenmiştir. Roma ile ilgili bilgilere yer verdiğim I. Bölüm ile bu yazının ayrı bölümler olmasının daha anlamlı olacağını düşündüğüm için yazımı 2 bölüm halinde sizlere sundum.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder